Batının Ayrımcı Nefret Suçu içeren Tutumu

 

Avrupa’da özellikle Fransa başta olmak üzere Almanya ve Avusturya’da son zamanlarda İslam karşıtlığı (islamofobi) tırmanışa geçmiş durumdadır. Bu ülkelerde Müslüman azınlık halklara karşı cinayet, darp, sosyal mobing, psikolojik şiddet vakalarında geçen yıllara oranla ciddi bir artış olduğu gözlemlenmektedir. Müslüman halklara yapılan ayrımcılık ve kötü muamele bahse konu ülkelerin yöneticileri ve siyasileri tarafından da hukuki tedbirler ihmal edilerek veya işlenen suçlara gerekli cezai müeyyideler uygulanmayarak desteklenmektedir.

Fransa, Almanya, Hollanda vb Avrupa ülkelerinde geçmişte aşırı sağ partilerin benimsediği ırkçı ve İslam karşıtı politikalar son yıllarda merkez sağ ve sol partiler tarafından da desteklenmek suretiyle İslam karşıtlığı, Müslüman düşmanlığı ve ırkçılık genel kabul gören politikalar haline gelmeye başlamıştır.

Geçtiğimiz hafta Almanya Berlin’de sabah namazında Alman polisler tarafından camiye baskın yapıldı. Müslümanların ikazına rağmen kirli postallarıyla camiye giren polisler tüm dinlerde kutsal kabul edilen bir ibadethanenin dokunulmazlığını, hukuku da hiçe sayarak ayaklar altına aldı.

İslamofobi’nin en son örneği Fransa’da yaşandı. Fransa’da yayımlanan sözde mizah dergisi Charlie Hebdo İslam peygamberi Hz. Muhammed Efendimize hakaret içeren karikatür skandalına imza attı. Ardından bu alçak ve ahlaksız çizimler Fransa’daki kamu binalarına yansıtıldı. Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un İslam dinine yönelik pagan ve haçlı zihniyetiyle sarf ettiği sözler eklenince ülkedeki İslam karşıtlığı devlet destekli bir hal almıştır.

Fransız basınının yüz karası Charlie Hebdo”nun İslam’a, Türkiye’ye olan nefret ve kininin son halkası Sn. Cumhurbaşkanımızı hedef alan çirkin, edepsiz karikatürler oldu. Mezkur hakaret ve cürüm Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı nezdinde Milletimize ve esasen İslam alemine yöneliktir. Charlie Hebdo’nun Peygamber Efendimize ve Sn. Cumhurbaşkanımıza yönelik cürmü meşhutunu nefretle kınıyoruz.

İslam Dininin kutsalı Peygamber Efendimize yönelik saldırı evrensel barışın ihlal edilmesidir. Uluslararası hukuk açısından ayrımcı ve nefret suçu içeren bu cürüm UCM/Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanmayı gerektiren bir suçtur. Mezkur yayın kuruluşunun tüm ilgililerine karşı gerekli yasal hakların sonuna kadar kullanılmasını Dışişleri ve Adalet Bakanlığımızdan bekliyoruz.

Başta Fransa olmak üzere batının düşünce ve ifade özgürlüğünü İslam Dininin kutsal değerlerine ve Müslümanlara saldırı vasıtası kılması hiçbir hukuk düzeninde korunması mümkün olmayan, apaçık eylemli bir ayrımcılık ve nefret suçudur. İslam dini bizatihi insanlık için evrensel barışı, farklı inançlara saygıyı, adaleti ve hukukun üstünlüğünü tavsiye eder. Allah”ın Kitabında ‘Alemlere Rahmet ve Müjdeleyici’ olarak gönderdiğini ifade ettiği Peygamber Efendimiz insanlığın manevi dirilişi ve esenliğinin yeryüzündeki tek ve yegane temsilcisidir. Öte yandan İslam dininin referans kelimelerine sığınılarak işlenen hiçbir terör faaliyetini veya cürmü dinimiz meşru kabul etmez.

Hukukçu Kadınlar olarak İslam karşıtlığı ve ırkçılıktan kaynaklanan her türlü cürüm, hukuka aykırı tutum, eylem ve örgütlenmelerle hukuk zemininde sonuna kadar mücadele edeceğiz. Avrupa başta olmak üzere batıda tırmanışa geçen İslamofobi ve Irkçılığa karşı tüm Ulusları, Hükümetleri ve Uluslararası Kuruluşları da insanlığın Tabi Hukuktan kaynaklanan temel insan hakları ve evrensel barışın gereği olarak Hukuk çerçevesinde mücadeleye davet ediyoruz.

 

HUKUKÇU KADINLAR DERNEĞİ