Demokratikleşme Paketi Basın Açıklaması

 

DEĞERLİ BASIN MENSUPLARI,

 

Öncelikle basın açıklamamıza icabet ettiğiniz için hepinize teşekkür ediyoruz.

Ülkemiz son yıllarda temel hak ve özgürlükler anlamında büyük kazanımlar elde etmiş, demokrasi kültürümüz gelişmiş; darbelerle yüzleşerek askeri vesayet başta olmak üzere statükoya hesap sorar bir hale gelinmiştir. Bizler bu günlere kolay gelinmediğinin farkındayız. Bu kazanımları çok kıymetli buluyor ve sahip çıkıyoruz.

Buna paralel olarak Başbakanımız tarafından açıklanan demokratikleşme paketindeki düzenlemelerin büyük bir kısmının da Türkiye’de ayrımcılığa uğramış birçok kesimi rahatlatacağına inanıyoruz.

30 Eylül'de açıklanan demokrasi paketindeki düzenlemelerden biri de başörtüsüne kamuda kısmi serbestlik sağlayacak adımdır. Ne var ki yıllar sonra gecikmiş bir şekilde teslim edilmeye çalışan Müslüman kadının  “başörtüsü ile var olma” hakkı bugün de “sınırlı şekilde kullanılabilecek” denmektedir. Bu yaklaşımın ulusal ve uluslararası normlar ile korunan din ve vicdan hürriyeti, ifade hürriyeti, çalışma hakkı ve ayrımcılık yasağı bağlamında kabul edilebilirliği yoktur. Kamuda başörtüsü serbestliğinden "yargı, emniyet ve ordunun" istisna tutulması evrensel hukuk ilkelerine, temel hak ve özgürlüklerin özünün sınırlanamayacağı ilkesine ve en önemlisi hukukta eşitlik ilkesine aykırıdır.

Başörtüsü inanç özgürlüğü kapsamında bir kadının tabii hukuk çerçevesinde doğuştan sahip olduğu bir haktır. Devletin görevi, din ve vicdan özgürlüğü bağlamında evrensel hukuk normlarıyla korunan bu özgürlüğün önündeki engelleri kaldırmak olmalıdır.

Yargılamanın üç sacayağından ikisini oluşturan hâkim ve savcılarımız atanırken sadece mesleki donanım ve liyakate önem verilmesi gerektiği izahtan varestedir. Bir kadının başının örtülü olmasının liyakatine halel getireceği veya adil karar vermesine engel olacağına dair önyargıyı "kadına yönelik ayrımcılık" olarak değerlendiriyor ve asla kabul etmiyoruz.

Anayasamızda dahi temel hak ve özgürlüklerin özlerine dokunulmaksızın sadece yasalarla sınırlanabileceği düzenlemesi ortadayken, hukuken hiç var olmamış bugüne kadar fiilen uygulanmış bir yasağın mevzuat kapsamına alınmasının hukuk tekniğine aykırı olduğunu "resmi elbise giyme" kıstasının yoruma açık, muğlak olmasının ileride yeni mağduriyetlere kapı aralayabileceği de açıktır.

Başörtüsü sebebiyle kaybedilen yıllara ve başörtüsü mağdurlarına yenilerinin eklenmemesi adına bu gün burada, hukuka aykırı düzenlemelerle temel hak ve özgürlüklerin sınırlanmasını önlemek, yeni mağdurlar ve mağduriyetler oluşmasına engel olmak adına amasız şartsız "başörtüsüne her alanda her meslekte hemen özgürlük" talebimizi yeniler, Sayın Başbakan başta olmak üzere hükumet, TBMM ve tüm kamuoyunun dikkatine saygılarımızla sunarız.

 

HUKUKÇU KADINLAR PLATFORMU

30.09.2013