Suriyeli Sığınmacılar Basın Açıklaması

 

BASIN AÇIKLAMASI

 

6 Temmuz 2017 tarihinde Sakarya’da Suriyeli mülteci 9 aylık hamile bir kadın, gizlice evine giren kişiler tarafından 10 aylık bebeği ile birlikte kaçırıldı. Ormanlık alana götürülen genç kadın tecavüze uğradıktan sonra oğlu ve karnındaki çocuğu ile birlikte başları taşla ezilerek hunharca katledildi.

Suriyeli mülteci kadın ve masum çocuklar, eşinin işyerinde birlikte çalıştığı kendisiyle tartışan iki iş arkadaşının eşinden intikam almak için yaptıkları bir planlama sonucu öldürüldü. Planlı ve kasıtla işlenen bu cinayetler yaşanan vahşetin savunmasız insanlara karşı gerçekleştirilen bir güç gösterisi niteliği taşıdığını açıkça ortaya koymaktadır.

Sakarya’da söz konusu cinayetlerin işlenmesinde, özellikle sosyal medyada son zamanlarda yapılan #SuriyelilerEvineDönsün söylemiyle yayılan provakasyonun payı büyüktür. Ensar Muhacir dayanışması anlayışından yoksun, Suriyeli mülteciler ile bir araya gelip asgari müşterek oluşturma çabası göstermekten uzak yığınların önyargıları ile oluşturulan bu algı operasyonu devam ettiği müddetçe Suriyeliler başta olmak üzere ülkemize sığınan mültecilerin bundan sonra da şiddet ve mobingin her türlüsüne maruz kalması kaçınılmaz olacaktır.

Son yüzyılda İnsan hakları kavramının hamisi gibi davranarak sürekli başka ülkelerin insan hakları karnelerini raporlayan çeşitli ülkeler tarafından dışlanan ve her türlü ayrımcılığa maruz bırakılan Suriyelilerin bizim desteğimize muhtaç oldukları ve kendilerine insan onuruna yaraşır bir yaşam seviyesi sağlamanın insanlık borcumuz olduğu yadsınamaz. Nitekim Türkiye hükümeti tek başına 3,6 milyon Suriyeliye ev sahipliği yaparken bu hakikati gözeterek, Suriyeliler başta olmak üzere Ortadoğu coğrafyasının tüm mazlumlarına kucak açmıştır.

Türkiye hükümetinin bu kucaklayıcı tutum ve çalışmaları halkın büyük bir kesimi tarafından da destek görmektedir. Gerek sosyal medyada, gerekse toplumsal yaşam içinde Suriyelilere karşı ayrımcı, dışlayıcı ve tahkir edici söylem, tutum ve yalan haberlerle Türkiye’nin Suriyelilere karşı misafirperver tutumu manipüle edilmek istenmektedir. Bununla beraber, ister uluslararası siyasi manipülasyon, ister sıradan bir kötülük olarak değerlendirilsin, Suriyeli sığınmacılara yönelik bu toptancı, ayrımcı, zalim dil mahkum edilmelidir.

Tarihe Ensar Muhacir kardeşliği olarak geçen anlayışın mirasçıları olarak, muhacirlerin yurtlarından ayrılmalarından dolayı duydukları keder ve üzüntüyü gidermek, tekrar kendi ülkelerine dönecekleri zamana değin insan onuruna yaraşır bir hayat sürdürmelerini sağlamak bizim vazifemizdir.  Sınırların sadece devletleri birbirinden ayırdığı, insanı insandan ayırmaya ve farklılaştırmaya zihinsel sınırlarımız dışında hiçbir şeyin güç yetiremeyeceği inancıyla, beraber yaşadığımız ve her birimizin komşusu haline gelen sığınmacı kardeşlerimize ağır bedeller ödeten her türlü çirkin söyleme karşı olduğumuzu deklare ediyoruz.

Hukukçu Kadınlar Derneği olarak işlenen cinayetin zanlılarının TCK kapsamında en ağır cezaları almaları için sürecin takipçisi olacağımızı ve dine, dile, ırka yapılan nefret suçlarının cezasız kalmaması için elimizden gelen tüm hukuki çabayı göstereceğimizi

Kamuoyuna saygıyla duyururuz.

 

HUKUKÇU KADINLAR DERNEĞİ

7.07.2017